Kayıtlar

sana söylüyorum

 17 yaşındaki senle konuşsaydın, ona hangi deneyimlerinden bahsetmek isterdin? -Yalnız olduğumu öğrendim, bu kadar kalabalığın içinde insanın her zaman yalnız olduğunu deneyimledim. Doğarken ve ölürken yalnızsın diyorlar ya, insan yaşarken de çok yalnızmış da farkına varamıyor. O yüzden hayal kırıklığı yaşamamak adına her şeyi tekmişsin gibi yap, öğren ve planla. Başkalarını tabiki de dinle, deneyimlerini dikkate al ama kendi yolundan şaşma. İnsanların seni kendi yoluna sokmalarına izin verme ve yukarı çıkmak istiyorsan sadece kendi merdivenini kullan. Sana basamak uzatacaklar onu sakın kullanma. Seni çok seven insanlar olacak ama şunu unutma her şeyi bir tek sen hissedeceksin. Kendi özel alanına kimseyi dahil etme ve o özel alanını kaybetme. Eğer kendini çaresiz hissedersen her şeyi olduğu gibi bırak ve kendi içine dön. Bütün sesleri kapat ve sadece kendini dinle. O ses bazen çok yükselecek bazen de çok alçalacak ama seni doğru noktaya götürecek. Ve unutma, yapılanları asla unutma...

sohbet tadında

  Hallo Leute! Bugün biraz sohbet tadında geçirelim bu bloğu. 3 gün sonra Almanya’da 4. ayımı geride bırakacağım. Zamanın hızıyla ilgili konuşmayacağım. Zaman bir tek ben küçük çocuklarla çalışırken bu kadar hızlı geçmiyor haha neyse meslek değiştirme sürecinin tatlı telaşları diyelim. Hayat cidden çok garip ( geldiler yine garipseme perileri ) covid döneminde o kadar yıprandığımı hissetmiştim ki, yani o zamanlar meslek değiştireceğimi hayal bile edemezdim. Hayatın bir diğer cilvesi de yoğun bakımda meslek hayatına başlayıp kreşte devam etmek. Bunu hala aklım almıyor. 5 yıl boyunca hayatının son dönemlerini yaşayan insanlara eşlik ettim. Ve işimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım ama yine de sanki ben de hep onlarla birlikte ölüme yakındım. Anın içinde kalamıyor sadece geçmişi ve sona yakın olan geleceği düşünüyordum. Her ne yaparsam yapayım kendi yaşımın tadını çıkarmakta zorlanıyordum. Uzun bir süre anksiyeteyle bile savaştım bu yüzden. Sevdiğim birine ulaşamayınca hep en kötüsü dü...

sizi delirtmelerine izin vermeyin

  Sizi delirtecekler ve sonrasında sen çok değiştin diyecekler. Ben bütün renklere sahiptim ama bir ara sadece siyah olmaya başlamıştım. Ve beni siyaha çevirenler neden diğer renklere sahip olmadığımı sorun etmeye başladı.Ben de siyah olmanın benim suçum olduğunu düşünmeye başlamıştım. Ama sonra ne ben siyah olmak istedim ne de onlar beni renkli görmeye dayanabildiler. Ve dedim ki tabi siz tüm renklere sahip olan kadınların her bakımdan yetersiz olduğunu düşündüğünüz için renklerini siyaha çevirmek isterken kadının renklerinden vazgeçmemesine şiddetle karşısınız ama haha neyse çok güzel bir söze denk geldim geçenlerde. Senin görme biçimin benim kimliğim değildir diye. Ben bu cümlenin farkına tam anlamıyla son iki yılda vardım. Bu cümleyi kendi içinde sindirebilirsen eğer her şey sonrasında çok güzel oluyor. O zaman hiç kimsenin dediğine takılmıyorsun, kendine yük etmiyorsun ve üzülmüyorsun. Birine kendini anlatmanın da ne kadar anlamsız olduğunun farkına varıyorsun. Ki zaten anlama...

Hangi histi bana kalan

  Evet görüyorsun beni, buradayım. Neyi merak ediyorsun, nelerden mi hoşlanıyorum. Boş vakitlerimde neler mi yaparım. Bunlar mı beni yansıtan şeyler. Sana kendimi nasıl anlatabilirim. Hangi yanımı tanımak istiyorsun, sana mı iyi gelsin bana mı? Ya da ikimize? Ama üzgünüm ikimize iyi gelen pek uzun sürmeyecek. Çünkü sen kendine iyi olanı ben de bana iyi olanı isteyeceğim zamanla. Ama hep kiminle konuşuyor olacaksın biliyor musun? Bir başkasıyla. Gördüğün ben’in dışında içeride çok başka biri var. Sonra diyeceksin ben kiminleydim bu zamana kadar. Ve ben o birini kimseyle tanıştıramadım henüz. Nilgün Marmara’nın intiharından sonra kocası demiş ya ‘şiir yazdığını bile bilmezdim, bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı’. İşte bu kadar basite indirgenmişti yoğun duyguların cevabı. Bu cevabı vereceğini bilseydi acaba yine de intihar eder miydi? Ya da o şiirleri yazar mıydı. Belki de yazdıklarının bir muhatabı yoktu benim hiç kimseye yazdığım gibi. Bütün duyguları kendin yaşıyorsun. Hiç...

Arşiv

  18.11.23 Bugün konuşacak hiç kimsenin kalmadığını fark ettim. İnsan zamanla en çok konuştuklarını da yitiriyor. Belki de aynı şeyleri konuştuğumuz içindir. Bence insan en çok anne ve babasıyla konuşabilmeli. Ben o kadar şanslı olmadığımı biliyorum. Aslında biliyor musun, ben en çok annemle konuşmak isterdim ama en uzak onayım. Bir kız çocuğu en çok annesine uzak olabilir mi? Ben öyleyim. Bugün ben ağlarken bana neyim olduğunu sordu. Nereden başlayayım? 27 yılın neresinden başlayayım anlatmaya anne? Bu soru için hem çok geç hem de anlamsız. Yoruldum mesela. Ne iş yaptın mı diyeceksin ya da hemen fark edecek misin ki üzerimdeki yorgunluk toprağını. Biz seninle neden konuşamıyoruz anne? Bu kimin suçu? Babanın mı? Annenin mi? Seni kızınla dertleşemeyecek kadar eksik yetiştirdikleri için onları öldürmek istiyorum anne. Seni ben büyüteyim anne. Kırmadan, üzmeden, 14 yaşında evlendirmeden. Sana söz veriyorum anne 15 yaşında anne olmana izin vermeyeceğim.  28.03.2024 Biri bana yardı...

İmkansızın içinden

Doğmamış bir günden  Acıyla uyandım  Ne oluyor dememe kalmadan, bir baktım  Tam orda karşımda Sen ve ben Yıldızlı bir gecede  Parlak gökyüzünün altında  Ben tüm kıvrımlarımla Sense dizginsiz bir halde  İmkansıza rağmen  Ağlayarak seviştik  Sonra tekrardan uyandım  Gerçeğin içinden Dedim ki ‘imkansızmış’ İçimden…

30/07/24

 Bugün hava yine çok güzel, deniz mavi gökyüzü gibi ama bugün gökyüzü denizden daha açık bir renkte. Hava güzel ama duygularım biraz karışık. Belki bundan ilerleyen satırlarda bahsederim, kusura bakmayın bugün biraz karışık gideceğim. Aslında biraz da kötüyüm. Bugün hava güzel duygularım karışık ama canım da bir hayli sıkkın… neden diye soracak olursanız bugün Türkiye’de bir katliam yasasına imza atıldı. Hem de gülerek, bunun anlamını Ensar Vakfından biliyoruz. Aynı boka bulanmış yüzler, aynı utanmazlık, aynı müslümancıklar… bunlar geldiğinden beri şeytan tatil yapıyor. Türkiye uçuşta ve evet eğer varsa, ki umarım sizin için vardır siz cehenneme doğru, biz de daha arıyoruz mümkünse de sizin gibi müslümanların olmadığı bir yer olsun. Her neyse hava güzel dedik, duygularım da karışık ama biraz da gerginliğin verdiği stres içindeyim çünkü biraz daha değişecek gibi hayatım. Bir hayalin gerçekleşmesi için verdiğim zorlu mücadele bitiyor gibi bundan da belki sonra bahsederim. Çok uzun sü...